Deprem bölgesinde ilk projenizi çocuklar için yaptınız. Bu proje nasıl doğdu?
Dayanışma ve yardımlaşmanın öneminin her zamankinden daha fazla arttığı bir dönemdeyiz. Biz de Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında yaralara nasıl merhem olabiliriz diye düşündük. Önceliği, depremlerden en çok etkilenen grup olduğuna inandığımız çocuklarımıza verdik. Onlar için bir yandan teknoloji eğitimi alıp bir yandan da sosyalleşebilecekleri, böylece kendilerini iyi hissedecekleri ve tekrar hayata bağlanacakları özel ortamlar oluşturmak istedik. Genç nesilleri teknoloji eğitimleriyle güçlendirerek kodlama bilincini yaymayı hedeflediğimiz ‘Yarını Kodlayanlar’ projesini bölgenin ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden tasarladık ve Habitat Derneği ile birlikte ‘Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek’ adıyla bir alt proje başlattık. Bu projeyle amacımız, depremden etkilenen çocuklarımızın psikososyal ihtiyaçlarını karşılamak ve teknolojiyle bağlantılarını sıcak tutmak; böylece, geleceğe umutla bakmalarına yardımcı olmak. Çocuklarımızın psikolojik olarak toparlanmalarına destek olmak ve eğitim süreçlerine katkıda bulunmak istiyoruz.
Çocuklara ne tür imkânlar sunuyorsunuz?
‘Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek’ projesi kapsamında, depremden en çok etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’da konteyner teknoloji sınıfları açtık. Diğer yandan, gezici eğitim çadırımız da afetten etkilenen 11 ilimizdeki köy, çadır kent, konteyner kent ve okulları ziyaret etmeye başladı. Hem konteyner sınıflarda hem de gezici eğitim çadırında 7-14 yaş arası çocuklarımız için müzik ve masal atölyeleri, kodlama eğitimleri ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenliyoruz. Ayrıca, oyun terapisiyle psikososyal destek sağlıyoruz. Bunların tamamı psikoloji alanında uzman isimlerden onay alınmış özel eğitim ve etkinlikler. Donanım olarak sağladığımız bilgisayarlar, Makey Makey, Mbotlar, projeksiyon cihazı, Arduino ve STEM setleri, kutu oyunları, kitaplar ile çocuklarımızın hem eğitimine katkıda bulunuyor, hem de keyifli vakit geçirmelerini sağlıyoruz. Deprem bölgelerinden diğer illere göç eden çocuklara da eğitimlerimizi ulaştırıyoruz. ‘Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek’ projesi kapsamında bir hackathon da düzenleyeceğiz. Aralık ayında liseli gençlere yönelik düzenleyeceğimiz ‘Afet İçin Teknolojik Çözümler Hackathonu’ ile gençlere farkındalık kazandırarak yapay zeka ve diğer teknolojiler kullanılarak afet konusunda çözüm üretilmesini sağlayacağız.
Kaç çocuğa ulaşmayı hedefliyorsunuz?
‘Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek’ projesinde, özellikle gezici eğitim çadırı sayesinde normal koşullarda eğitim ve etkinliklerimize ulaşması daha zor olan çocuklarımıza ulaşabiliyoruz. Onların bize gelmesini beklemiyor, biz onların ayağına gidiyoruz. Bugüne kadar depremden etkilenen illerde ve afetten etkilenen çocukların yerleştirildiği diğer illerde toplam 50 bini aşkın çocuğa ulaştık; nihai hedefimiz 100 bin çocuğa ulaşmak.
KADINLARA DA DESTEK
Afet bölgesinde çocukların yanı sıra kadınlar için de projeler yapıyorsunuz. Bunları kısaca tanıtır mısınız?
Bölgede AÇEV işbirliğiyle Adıyaman, Gaziantep ve Hatay’da Çocuk ve Aile Merkezleri kurduk. Bu merkezlerde, depremden etkilenen kişilerin psikososyal yönden desteklenmesi, çocukların öğrenme kayıplarının telafi edilebilmesi, anne babaların ebeveynlik rollerinde güçlendirilmesi ve bu süreçte çocuklarının gelişimini destekleme becerilerinin artırılması ve aynı zamanda genç kadınların güçlenmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Adıyaman ve Gaziantep’te 160’şar, Hatay’da ise 120 çocuk kapasitesine sahip olan merkezlerde ilk yıl 4 bin 500 çocuk ve ebeveyn ile birlikte 2 bin 500 genç kadına da erişilmesi hedefleniyor.
Bunun yanı sıra, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile 2020 yılından beri yürüttüğümüz ‘Dijital Benim İşim’ projesi kapsamında afet bölgesinde 15 eğitim konteyneri kurduk. Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da konumlandırılan konteyner sınıflarda, depremzede kadınlar, geleneksel el sanatları kurslarına katılarak el emeği ürünler üretebildikleri gibi, bölgeye özel geliştirilen ‘Dijital Dünyaya Giriş’ eğitimleriyle de dijital becerilerini geliştirerek ürettikleri geleneksel ürünleri dijital kanallarda satabiliyor. “Dijital Benim İşim” projesiyle bu yılın sonuna kadar afet bölgesi dahil toplam 20 ilde 15 bin kadına ulaşmayı hedefliyoruz.
TINY HOUSE MAĞAZA
Bölgedeki çalışmalarınız ne kadar sürecek?
“Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek” projesi, “Dijital Benim İşim” projesi ve Çocuk ve Aile Merkezlerimiz ile bölgede önemli bir sosyal ihtiyaca cevap verdiğimize inanıyoruz. Bu projelerle, depremden etkilenen çocuk ve kadınların toparlanmalarına, güçlenmelerine, yeniden sosyal hayata entegre olmalarına ve kendilerini iyi hissetmelerine destek oluyoruz. Konteyner kentler var olduğu sürece biz de burada olmaya devam edeceğiz.
Ayrıca, afet bölgesinde daha fazla noktada hizmet sunabilmek için toplam 10 tiny house (küçük ev) mağaza açtık. Vodafone tiny house mağazalar; Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep ve Adıyaman’da müşterilerimize hizmet veriyor. Normal bir mağazada sunduğumuz tüm ürün ve hizmetlere tiny house mağazalardan da ulaşılabiliyor. Tiny house mağazalarda yüzde 100 güneş enerjisi kullanarak çevresel etkilerini de en aza indiriyoruz.
Bölgede istihdamın artırılmasına yönelik projeleriniz var mı?
Bölgede sosyal hayat kadar ekonomik hayatın da normale dönmesi önem taşıyor. Bu noktada, bölge halkı için istihdam olanakları yaratılması kritik. Vodafone olarak, Türkiye’nin 81 ilini kucaklayan bir şirketiz. On binlerce kişiyi kapsayan geniş bir ekosistemimiz var. Bu avantajlarımızı kullanarak bölge halkı için istihdam imkânları yaratılması konusunda çalışmalar başlattık. Vodafone ekosisteminde yer alan tüm iş ortaklarımızın desteğiyle her seviyedeki işe alımlar için depremzede ve birinci derece depremzede yakını olan kişilere öncelik tanıyoruz. İşe alım programımız olan Discover Genç Yetenek Programımızda da bu kişiler öncelikli oluyor. Böylece, önümüzdeki bir yılda bölgede toplam 650 kişilik istihdam yaratmayı hedefliyoruz.
Bölgede iletişim altyapısının iyileştirilmesi için ne yapılması gerekiyor?
Bölgenin yeniden inşası ve eskisinden daha iyi bir altyapı ile ekonomik ve sosyal hayata geri dönmesi için kamu politikaları ile bu sürecin desteklenmesi de önem taşıyor. Bu bölgede haberleşme altyapısı için yapılacak yatırımları kolaylaştıracak ortamın yaratılması, bölgenin daha fazla dijitalleşmesini sağlayacaktır. Böylece bölgede hem ’lerin hem de vatandaşların istihdam imkânı bulmasını kolaylaştırarak ekonomiye katkı sunacaktır. Bunun için bu bölgeden başlayarak ülke genelinde fiber yatırımlarının kolaylaştırılması ve ortak yatırımın önünün açılması, yeni nesil mobil teknolojilerin kurulum süreçlerinin kolaylaştırılması ve yeni spektrum kaynaklarının kullanımı planlanarak yatırımların verimliliğinin artırılması faydalı olacaktır. Bununla birlikte, mobil teknolojileri tamamlayıcı olacak şekilde yenilikçi uydu teknolojilerinin kullanılması, hem kapsama hem de afet sırasındaki kullanıma destek olması bakımından çözüm oluşturacaktır. Şirketimizin uluslararası düzeyde bu alanda da çalışmaları var ve yeni geliştirilen bu tip teknolojilerin ülkemizde test edilmesi için ilgili kurumlarla iletişim halindeyiz.
20.8 MİLYAR TL’LİK GELİR SAĞLADI
Yeni mali yıl sonuçlarınızı değerlendirir misiniz?
Vodafone olarak, Türkiye’nin ve sektörümüzün geleceğine duyduğumuz güvenle yatırımlarımıza devam ediyoruz. Yeni mali yılımızın Nisan-Eylül 2023 dönemini kapsayan yarıyıl çeyrek sonuçlarına göre, servis gelirlerimiz 20,8 milyar TL, faiz, amortisman ve vergi öncesi kârımız 8 milyar TL olarak gerçekleşti. Mobil abone sayımız 25,4 milyona, sabit genişbant abone sayımız 1,4 milyona ulaştı. Faturalı abone sayımız ise 19,1 milyona yükseldi. Vodafone Yanımda ve Online Self Servis gibi dijital kanallarımızı kullanan aylık aktif müşteri sayımız 17 milyonu aşarken, bu müşterilerimizin aylık toplam etkileşimi 415 milyona ulaştı. Mali yılımızın ilk 6 ayında müşterilerimizin toplam mobil data kullanımı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 22 artışla 2 bin 403 petabyte’a yükseldi.
YATIRIMLAR ÖZENDİRİLMELİ
Telekomünikasyon, sermaye yoğun bir sektör ve abonelerimizin artan talebine bağlı olarak yatırım ihtiyacı sürekli artıyor. Yatırım maliyetleri, artan ve enflasyona bağlı olarak sürekli yükseliyor. Bu anlamda, yatırımları finanse etmek için sektörel reel gelirlerin artmasına ve düzenleyici çerçevenin yatırımları özendirmesine ihtiyaç duyuluyor.Ülkemizin dijitalleşmesi için dijital altyapıların kalitesi ve yaygınlığı önem taşıyor. Dijital altyapının yüksek kalitede hizmet verebilmesi için yeni nesil teknolojilere geçişin zamanında yapılması gerekiyor. Bunun için mobil teknolojilerde 3G gibi eskiyen teknolojilerin yerini 4.5G’ye bırakması ve 5G’ye geçişin planlanması gibi adımların önceliklendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu şekilde, tüketicilerin son teknolojilerden daha iyi koşullarda faydalanmasının önünü açmak, kaynakları daha verimli olan yeni teknolojilere yatırım yapmak için kullanmak, sektörümüz için spektrum ve enerji gibi kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlamak mümkün olacaktır.