Bakan Yumaklı: Kuraklık toplam tarımsal rekoltemizde kayba neden olmadı
Bakan Yumaklı, Türk Devletleri Teşkilatı Tarımı konulu 2. Bakanlar Toplantısı’na katılmak üzere bulunduğu Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Türkiye’de son dönemde tarım alanında yapılan önemli düzenlemeler ile ilgili televizyon canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Türk Devletleri Teşkilatı’nın son dönemde başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere üye devletlerin cumhurbaşkanlarının da teşviki ile ulaştırma, enerji, ticaret gibi her alanda ivme kazandığını vurgulayan Bakan Yumaklı şunları söyledi:
“Tarım başlığı da bunlardan bir tanesi. Bugün Bakü’de bu toplantıların ikincisi yapılıyor. Bütün amacımız tarım bakanlarının ortak yapılabilir konu başlıklarını konuşması ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın tohumculuk, fidancılık, e-sertifika, veterinerlik hizmetleri ve ormancılık faaliyetleri gibi konularda ticaret hacimlerini yükseltmek. Hatta son dönemde özellikle Azerbaycan’da uygulamasına başlatılan şu anda da Özbekistan’da yine arkadaşlarımızın birlikte çalıştığı tarım sigortaları konusu ki burada Türk Devletleri Teşkilatı’nda ortak bir sigorta havuzunun oluşturulması hedefleniyor, bu ve benzeri konularda bütün ilişkileri en üst seviyeye çıkarmak. Çünkü gerçekten 270 milyonluk ciddi bir genç nüfus var. Çok ciddi ticaret hacimleri var. Her ülkenin birbiriyle mutlak surette alışveriş yapabileceği ürünler var. Bunların içerisinde elbette tarım ürünleri de var. Bugün burada biz bu başlıkları yuvarlak masa toplantısında diğer bakan arkadaşlarımızla konuşup tartışmış olacağız.”
“TARIMDA PLANLI ÜRETİM KONUSUNDA İLK ADIMI ATTIK”
Açıklamalarında planlı tarımsal üretim konusuna da değinen Bakan Yumaklı “Türkiye gibi artık bir üst ligde yer alan, bütün faaliyetlerini artık çok farklı boyutlarda yapan bir ülke için tarımsal üretimde bundan bağımsız olması düşünülemezdi. Biz de bunun çalışmasını geçtiğimiz yıldan itibaren başlatmıştık. İçinde benim de olduğum proje gruplarında çalışmıştık. 5 Nisan 2023’te Tarım Kanunu’nda yapılan değişikliklerle birlikte ilk ve en önemli adımını atmış olduk. Daha sonrasında bunun yönetmelikleri çıkarmaya başladık” ifadelerini kullandı. Yumaklı, üretim planlamasının sadece bir yasal düzenlemeden ya da bir yönetmelikten ibaret olmadığına dikkati çekerek, “Bu planlamanın alt başlıkları var. Mutlak tamamlayıcı unsurları var. Şunu söyleyebiliriz; artık Türkiye’de planlı tarımsal üretim süreci başlamıştır. Bu süreci çok hızlı bir şekilde uygulamaya çevirecek hususları şu anda tamamlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Bir çerçeve çizmek gerekirse; öncelikle illerde su kısıtı, su varlığı, toprak durumu, tarıma dayalı sanayi, oradaki üreticilerimizin çiftçilerimizin deneyimleri de dahil olmak üzere içerisinde üretici örgütlerinin, bakanlık temsilcilerinin o bölgede tarımsal üretim ve ticaretle alakalı sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu geniş katılımlı bir komite o bölgede, o ilde ne üretilmesi gerekiyorsa bunun çalışmasını yapacak.” diyen Yumaklı, sözlerine şöyle devam etti:
“Hatta bazı illerimizde bu çalışmalar başladı. Bütün ekosistemi buna hazırlayalım diye bunların anlatımına biz bir yıl önceden başlamıştık. Şimdi artık uygulamanın nasıl olacağına dair toplantılar yapılıyor. Bakanlık temsilcilerimiz tarafından monitör ediliyor, kısmen yönlendirme yapılıyor. Daha sonra bunlar Bakanlığa, Tarımsal Planlama Kuruluna gelecek. Bakanlık, Türkiye bazında bu planlamayla alakalı bütün hususları masaya yatıracak. Burada eksik ya da fazla veya şartlara uygun olmayan üretim önerileri gelmişse düzelttirecek. Yani günün sonunda biz üretimimizi arz-talep ilişkisine göre, tarımsal sanayinin varlığına göre, ürettiğimiz ürünlerin yurt içi tüketimi ve ihraç edilebilirlik potansiyellerine göre değerlendirerek stratejik ürünlerden başlamak üzere üretim planlaması sürecini yürütmüş olacağız.”
PLANLAMALAR ÜÇER YILLIK YAPILACAK
Yapılan planlamaların üreticinin de önünü öngörebilmesi açısından üçer yıllık planlamalar şeklinde olacağının altını çizen Bakan Yumaklı “Bir yıla has bir değerlendirme elbette olmaz. Bu 3 yıl içerisinde şartlar değişebilir. Koşulların çok farklı yöne gitmesi söz konusu olabilir. Burada da yine bunlarla ilgili düzeltmeler ve güncellemeler olabilir. Elbette toplam bir politika değişikliği olmayacak. Biz tarımsal üretim ile alakalı bu planlamayı stratejik ürünlerden başlatmak durumundayız. Türkiye gibi çok farklı üretim bölgeleri olan, çok farklı üretim çeşitliliği olan, hakikaten son derece dinamik bir tarım sektörünü belli koşullara bağlayarak çok dar bir çerçevede yönetmeniz mümkün değil. Dolayısıyla önceliklerden, hacimsel olarak büyüklüklerden ve ülke için stratejik olması bakımından, diğer unsurları da dikkate alarak, bu üretim planlama sürecini yürüteceğiz.” dedi.
“DESTEKLEMENİN AMACI YÖNLENDİRME OLMALI”
Tarımsal desteklemelerin amacının yönlendirme olması gerektiğini vurgulayan Bakan Yumaklı şöyle devam etti:
“Son dönem için söylüyorum, tarım sektörünün dinamik olması, ürün çeşitliliğinin çok olması, üretimde desteklerin hem sayısını artırmış hem de yönlendirme özelliğini aşındırmış. Şu ana kadar 2023 yılında bütçeden tarımsal destekler için ödenen tutar yaklaşık 40 milyar lira. Sene sonuna kadar bu rakam 64 milyar liraya ulaşacak. Gerçekten çok büyük bir rakam. Önemli olan sizin bunu şu andaki üretim planlaması başta olmak üzere tarımsal politikalarınıza nasıl destek verdiği ve yönlendirme görevini yerine getirip getirmediğidir. Dolayısıyla biz şu anda desteklerle alakalı da yeni bir metodoloji üzerinde çalışıyoruz. Buradan şu anlaşılmasın, ben özellikle istirham ediyorum. Zaman zaman bunun eleştirisi oluyor. Bizim tarım sektörümüz çok dinamik. Ama bir yapboz tahtası değil. Hiçbir zaman için de olmadı. Şu anda 85 milyon nüfusunu, 50 milyonun üzerindeki turistini, misafirlerini besleyen, bunun üzerine de 30 milyar dolarlık ihracat yapan sektöre haksızlık olur. Onun için yapılan her şeyin mutlak surette çok incelenip sık dokunduğunu, sektörün bütün paydaşlarıyla konuşulduğunu, tartışıldığını bilmenizi istirham ediyorum.”
Destekler konusunda eğer sadece rakamlar üzerinden gidilirse hata yapılacağını vurgulayan Yumaklı “Yine söyleyeceğim husus, desteklerin yönlendirme etkisini oluşturmak gerekir. Sürdürülebilir bir üretim yapmanız gerekir. Yapmış olduğunuz bu üretimin verimli bir üretim olması gerekir. Bu ürettiğiniz ürünün kaliteli olması gerekir. Bunları kayıt altına almanız gerekir. Daha sonra da tarımsal yatırıma dönüştürmeniz gerekir. Bütün bu sürece etki edecek bir destekleme mekanizması çalıştırmanız gerekir. Bu çıkarımı bu şekilde yapmak gerekir. Özellikle son dönemde hem bu destekleri veren devlet mekanizmasındaki etki ile alakalı soru işaretleri hem de alan üreticilerimizde bununla ilgili soru işaretleri aslında burada bir güncelleme zorunluluğunu da ortaya koyuyor. Dolayısıyla biz destekleri güncellerken biraz önce söylediğim sürdürülebilir üretim, verimli üretim, kaliteli ürün, kayıt altına alma ve bunların yatırıma dönüşmesi ile alakalı sürece katkıda bulunacak bir destekleme sistemini çalışıyoruz.” dedi.
TARIM SAYIMINDA SÜREÇ BAŞLADI
Tarım sayımı konusunda da konuşan Bakan Yumaklı “Tarım Reformu Genel Müdürlüğümüz ve Türkiye İstatistik Kurumu imzalanan protokol çerçevesinde süreç başlatıldı. Burada bizim yapmamız gereken Türkiye İstatistik Kurumunun tarımsal verileri ölçerken, sayarken, aktarırken ihtiyacı olan altyapıyı sağlamak. Tarım sayımı başladığında artık biz elimizde ekilebilir alanlar, hayvan varlığı, ürünlerle alakalı kategorik ölçümlemeler de dahil olmak üzere tamamını yani tarımsal varlığımızı netleştirmiş olacağız. Tarım sayımı bize bir resim vermiş olacak. Ölçemediğiniz bir şeyi yönetemezsiniz. Şu anda hiçbir şey ölçülmüyor ya da hiçbir kayıtlık yok anlamında bir şey söylemek de doğru olmaz. Ancak her şeyde olduğu gibi güncelleme yapmanız gerekir. Şu anda bütün verileri tutuyoruz ve bunları doğrulama yapmamız gerekiyor. Yapılacak olan tarım sayımının da sonucu ve çıktısı bu olacak” şeklinde konuştu.
“KURAKLIK TOPLAM TARIMSAL REKOLTEMİZDE KAYBA NEDEN OLMADI”
Yaşanan kuraklığın toplam tarımsal rekoltede bir kayba neden olmadığını dile getiren Bakan Yumaklı, “Türkiye, farklı bölgelerinde farklı üretim çeşitliği, ürün çeşitliği olan bir ülke. Bunun çok büyük bir avantajı var. Kuraklığın etkilediği bölgeler de oldu ama toplamda Türkiye için risk oluşturacak herhangi bir rekolte kaybı olmadı. Bazı bölgelerde sadece o bölgenin hacmine bakarak oransal olarak yüksek sonuçlar alındı ama Türkiye terazisine vurduğunuzda risk oluşturacak herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. Bu bizim kuraklığı göz ardı etmemiz anlamına gelmez. Biz ileriye dönük simülasyonlarımızı da özellikle iklim değişikliğinin bize getirmiş olduğu hususların etkilerini de gözeterek yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DEPREMDEN SONRA BARAJLAR İÇİN RİSK ANALİZ ÇALIŞMASI BAŞLATTIK”
Bakan Yumaklı, 6 Şubat merkezli depremlerin ardından yaptıkları ilk işlerden birinin deprem bölgesindeki barajların durumu hakkında çalışma başlatmak olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Çok şükür deprem bölgesindeki barajlarla ilgili çok büyük yapısal herhangi bir problem çıkmadı. Burada irili ufaklı revizyon ihtiyaçları olan barajlar olduğunu gördük. Şu anda toplamda 140 barajdan sadece 23’ünde yapısal olarak herhangi bir tehdit oluşturmayan revizyonlar olacak. Atatürk Barajı’ndan başlayarak, anlık olarak verileri alabileceğimiz bir risk analizi çalışması başlattık.”